UZMANLIK ve ÇALIŞMA ALANLARI

Psikopatolojik Rahatsızlıklarda Teşhis ve Tedavi:

 

Aile Danışmanlığı

Boşanma (Bilgi Notu)

Cinsel Problemler

Depresyon

Eğitim ve Okul Danışmanlığı

Ergen Psikolojisi

Fobiler

İş Hayatına Bağlı Sorunlar

 

Kaygı Bozuklukları

Kişisel Gelişim

Konsantrasyon Bozuklukları ve Motivasyon Sorunları

Oyun Bağımlılığı

Panik Atak

Süpervizyon ve Grup Süpervizyon

Takıntı

Uyuşturucudan Korunma ve Uyuşturucu Bağımlılığı

 
 
 
 

Aile Danışmanlığı

Aile içi iletişim ve etkileşimin tarzı, aile yapısı, ortak değerler, aile fertlerinin sağlık ve yaşamlarını, hem bireysel, hemde kollektif olarak etkilemektedir. Aile içinde ve çevresinde yaşanan olaylar, tüm ailenin yapısını etkiliyebilmekte ve zaman, zaman aile içi işlev ve etkileşimde de sorunlara yol açabilmektedir. Kaza, ölüm, ayrılık, hastalık gibi durumlarda, ailelerin tamamı üzerinde oluşan baskı ve stres, aile fertlerinin beraberce (kolektif) başa çıkma becerileri gösterbilmesini gerekli kılmaktadır. Bu ve buna benzer durumlarda, değişik sebelerden dolayı birbirinden farklı olabilen tepkiler, rol karmaşaları ve buna bağlı olarak ortaya çıkan çatışma ya da anlaşmazlıklar, psikolojik sorunlar aile danışmanlığını önemli hale getirmektedir.

Psikologlar ailelelere bu gibi durumlarda, çözümler bulmalarına yardımcı olarak, yeniden denge kurmalarını sağlamaktadırlar. Aile Danışmanlığının amaçlarından bazıları şunlardır:

  • Bireydeki ruhsal belirtileri ve işlevsel bozuklukları, aile düzeyinde ele almak ve azaltmak;
  • Aile ve evlilik içi çatışmaları çözümlemek;
  • Ailelelerin sorunları ile başa çıkabilmeleri için kullanabilecekleri kaynakları ve davranış sekillerini belirlemek, bunları kullanma güçlerini harekete geçirebilmelerine yardımcı olmak.
  • Aile üyelerinin duygusal gereksinimlerinin algılanması ve tatminini kolaylaştırmak;
  • Ailelerin zorlayıcı yaşam olayları, tıbbi ve ruhsal hastalıklar karşısında sorun çözme, iletişim kurma becerilerini geliştirmelerine yardımcı olmak.
  • Aile içi iletişim kurma beceri ve kapasitelerinin geliştirilmelerine yardımcı olmak.
  • Kadın, erkek ve kuşaklar arası rol dağılımı konusunda uyumu güçlendirmek.
  • Ailenin toplumsal çevre ile bütünleşmesini kolaylaştırmak.
Üste al

Boşanma

Beratung von Eltern nach § 95 Abs. 1a AußStrG über die spezifischen aus der Scheidung resultierenden Bedürfnisse ihrer minderjährigen Kinder ist in unserer Stelle auf Deutsch, English und Türkisch möglich.

Anlaşmalı boşanmalarda § 95 Abs. 1a AUßStrG gereğince anne ve babaların ayrı ayrı ya da beraberce boşanma sonucunda çocuklarında oluşan ya da oluşabilecek ruhsal ihtiyaçları için bir kereye mahsus danışmanlık almaları yasa gereği zorunlu kılınmıştır. 15/05/2015 tarihinde Mag. Erdal Kayhan Avusturya Aile Bakanliği`nın ilgili listesine alınarak bu konuda yetkilendirilmiştir. Bu konuda danışmanlıklar için aynı telefonlarımızdan bilgi alabilir ve randevu yapabilirsiniz.


Üste al

Cinsel Problemler

Üste al

Depresyon

Depresyon, her yaş, toplum ve kültürde görülen ve tedavisi tamamı ile mümkün olabilen bir rahatsızlıktır. Fizyolojik sebeplerin yanı sıra, çoğunlukla uzun süreli duygusal zorlanmaların, yaşanan ya da algılanan çaresizlik ve kaygı durumlarına bağlı olarak ortaya çıkmaktadır . Yaşamları boyunca her 100 erkekten 10'unun ve her 100 kadından 20'sinin depresyon geçirdiği araştırmalarla saptanmıştır.

  • Yaşamaktan, eskiden heyecan duyularak yapilan aktivite ya da faaliyetlerden zevk alamama
  • Belirgin bir şekilde yaşanan karamsarlık, ümitsizlik, kötümserlik.
  • Gün boyunca, belirgin bir sebebe bağlı olmadan yaşanan yorgunluk, bitkinlik, halsizlik.
  • Gündelik işlere karşı duyulan ilgisizlik, isteksizlik.
  • Uykuya dalmada zorluk ya da uykunun bölünmesi ile oluşan uyku bozuklukları ve uyku ihtiyacında oluşan azalma ya da artışlar.
  • Dikkat toplamada çekilen güçlük, unutkanlık bunlara bağlı olarak öğrenmede güçlük çekilmesi.
  • İştahsızlık ya da aşırı yemek yeme hali, bunlara bağlı olarak hızlı kilo alma ya da kaybetme.
  • Vücutta fiziksel bir rahatsızlığa bağlanamayan ağrı, sizi, yanma, soğuma ve karıncalanmalar.
  • Zaman zaman yersiz yere ağlama.
  • Konuşmaya, sosyal ortamlara karşı ilgisizlik, geri çekilme.
  • Tahammülsüzlük, sinirlilik, huzursuzluk.
  • Kararsızlık.
  • Kendine güvensizlik.
  • Cinsel isteksizlik.
  • İntihar düşüncesi, kendini yaralama ya da intihara teşebbüs.
Üste al

Eğitim ve Okul Danışmanlığı

Ergenlik Sorunları

Ergenlik (puberte), insanlarda meydana gelen "yetişkinliğe ilk adım" evresidir. Ergenlik, çocukluk çağı ile yetişkinlik çağı arasındaki geçiş dönemidir. Ergenlik, bireyde çocuksu tutum ve davranışların yerini yetişkinlik tutum ve davranışlarının aldığı, cinsiyet yetilerinin kazanıldığı, bireyin erişikin rolüne psikolojik ve somatik olarak hazırlandığı dönemdir. Çocukluk çağı olarak adlandırılan yaşlarda, sosyal toplum bilinci gelişmemişken, ergenlik dönemine giren gençlerde toplumsal kabullenilme, bir grubun parçası olma kavramları gelişir. Vücut hormonlarınıdan cinsiyet ile ilgili olanların üretimi bu dönemde tepe noktasına ulaştığından ergen adayının psikolojisi sebepsiz değişimler gösterir.

Genel olarak 12-20 yaş arası ergenlik dönemi olarak adlandırılır.

Üste al

Fobiler

Fobi, korkunun, kişinin günlük yaşamını olumsuz yönde etkileyen, bu anlamda kontrolden çıkmış halidir.

Fobi toplumda sık görülen bir anksiyete bozukluğudur. Fobisi olan insanlar “fobik” diye adlandırılırlar. Yapılan araştımalar toplumda %10 oranında fobi tespit etse de tahminen bu değer %25 dolaylarındadır. Fobiler halk arasında hastalıktan ziyade huy ya da kişilik özelliği olarak düşünüldüğünden tedaviye başvuranların sayısı azdır. Araştırmalarda fobi sıklığının beklenenden düşük çıkmasının en önemli nedeni budur. Kadınlarda erkeklere oranla iki buçuk kat daha fazla görüldüğü saptanmıştır.

Üste al

İş Hayatına Bağlı Sorunlar

Kaygı Bozuklukları

Kişisel Gelişim

Konsantrasyon Bozuklukları ve Motivasyon Sorunları

Dikkat toplamada çekilen güçlük olarak tanımlanabilen konsentrasyon bozukluğu özellikle çocuk ve gençlerde görüldüğü düşünülen bir rahatsızlıktır. Ancak depresyon, uzun süreli stres ve yorgunluk gibi durumlarda da sıkça görülebilmektedir.

Çocuklarda dikkat dağınıklığı, motivasyon ile de sıklıkla karıştırılmaktadır. Ancak yapılan bazı araştırmalarda öğretmenleri tarafından dikkat dağınıklığı olduğu söylenen çocukların sadece % 1 ila 2'sinde bu sorun teşhis edilebilmiştir.

Aile içi sorunlar, anne baba arasındaki sorunlar, çocuk ve anne-baba arasındaki iletişim sorunları, yanlış yetiştirme yöntemleri, çocuklarda okula, ders çalışmaya karşı soğukluk yaratabilmekte ve çocuklar okulda ve evde derslerine yeteri kadar ilgi göstermemektedirler. Bu durumlarda, derslerine ilgi duymayan çocuklarda dikkat sorunu olduğu düşünülebilmektedir. "Normal" diyebilecegimiz, dikkati belirli bir iş ya da uğraşta tutabilme süresi yaşlara göre söyledir:

  • 5 ila 7 yaş arası, 15 dakika
  • 7-10 yaş arası 20 dakika
  • 10-12 yaş arası 20-25 dakika
  • 12-14 yas arasi 30 dakika

Dikkat ve ilgiyi yapılan iş ya da uğraşta tutabilme, yapılan işe duyulan ilgi, önceden yapılan alıştırma süresi ve yaşa da bağlıdır. Dikkati sürekli olarak belirli bir iş ya da uğraşta tutabilme yapılan düzenli alıştırmalar ile geliştirilebilmekte ve bu yeteneğimizi kullanabilme kabiliyetimiz, yaşamımız içerisinde yapmış ve yapıyor olduğumuz işler göre değişiklik gösterebilmektedir.

Üste al

Oyun Bağımlılığı

Panik Atak

Panik Atak günümüzde sıkça karşılaşılmaya başlanan ve depresif rahatsızlıklara bağlı olarak ortaya çıkan bir psikolojik rahatsızlıktır. Genellikle kalp krizini andırması sebebi ile panik atak geçiren insanlarda ilk kriz sonrasında sağlık kaygıları oluşabilmektedir. Panik atak aniden ortaya çıkar ve en çok on dakika içinde en yüksek seviyesine ulaşır. Herhangi bir yer, zaman ya da duruma bağlı olmadan ortaya çıkar. Bu sebepden dolayı bu rahatsızlığa sahip olan insanlarda zaman içerisinde belirli yerlere gitmeme, kapalı yerlerde bulunamama gibi ikincil rahatsızlıklarda ortaya çıkabilmektedir. Aşağıda bulunan belirtilerden kalp çarpıntısı, boğulma hissi en tipik belirtileridir ve hemen hemen her kriz durumunda ortaya çıkarlar.
Panik Atağın bazı belirtileri şunlardır:

  • Kalbin aşırı derecede hızlı çarpması
  • Aşırı terleme
  • Titreme
  • Ağızda oluşan kuruluk
  • Nefes alıp vermede güçlük çekmek (Boğulma Hissi)
  • Göğüs kafesinde ağrı yada baskı hissi
  • Mide bulantısı ya da ekşimesi
  • Bas dönmesi, güçsüzlük hissi, bayılma duygusu
  • Kendine yabancı hissetme ya da o an için herşeyin gerçek dışı olduğunu hissetme
  • Kontrolünü kaybetmekten ve delirmekten korkma
  • Ölüyorum düşüncesi
  • Vücutta aşırı derece sıcaklık ya da soğukluk duygusu
  • Vücudun değişik yerlerinde karıncalanma
Üste al

Süpervizyon ve Grup Süpervizyon

Süpervizyon, mesleki yaşamda karşılaşılan sorunların çözümlenmesi ve mesleki yaşamın desteklenmesi amacı ile yapılan özel bir danışmanlıktır.

  • Gündelik kararlarda önemli noktaların belirlenmesi ve sağlıklı kararlar alınmasına yardımcı olmak
  • İş yaşamından kaynaklı stres, baskı, anlaşmazlık ve çatışmalarda destek
  • İş yeri ve yaşantısındaki rollerin, fonksiyonların ve iş gereklerinin düzenlenmesi ve belirginleştirilmesine katkı
  • Değişim ve geçiş süreclerine destek sağlanması
  • Yeni görev ve iş durumları ile başa çıkılmasına yardım
  • Süpervizyon Mobbing ve Burn-out durumlarında önemli katkılar sağlamaktadır. Sadece bireysel olarak yapılabileceği gibi grup ya da kurum düzeyinde de uygulanabilir.
Üste al

Takıntı

Takıntı sözcüğü (İngilizce de Obsession yada Almanca da Zwang) gündelik yaşantımızda sıklıkla kullandığımız bir kelimedir. Psikolojik rahatsızlık kategorisinde ise, bu rahatsızlığın iki önemli boyutu vardır; Düşünce ve Davranış.

  • Düşünse takıntıda insanlar kendilerini sürekli olarak aynı şeyi düşünmekten alamazlar. Bu sadece bir düşüncenin tekrarı olabileceği gibi görüntü olarak da ortaya çıkabilir. Rahatsız olan kişi bu tekrara direnir ancak başaramaz. Bu düşüncelerin tekrarı insanlara bıkkınlık verir ve başa çıkamadıkları için bir süre sonra yılarlar. Düşüncelerin içeriği gündelik olay ya da işlerle ilgili olabileceği gibi korkutucu, ürkütücü, tiksinti verici de olabilir. Örneğin, eline pislik bulaştığını, evin kirli olduğunu, çocuklarına kötü birşey yapacağını, eşyaların simetrik durması gerektiğini sürekli düşünmek gibi...
  • Genelde düşüncenin tekrarı ve direnme davranışının başarısızlığı sonucunda ortaya çıkan gerginliği engellemek için rahatsızlığı bulunan insanlar başkalarına garip gelebilecek davranışlar sergilemeye başlarlar (el yıkama, eşyaları sürekli düzenleme, temizlik, bazı yerlerden uzak durmak, kaçıp yalnız kalmak…) Bu davranışlar gerginliğin azalmasını geçici de olsa da sağladıkları için düşünceler doğrultusunda sürekli olarak tekrarlanırlar.
  • Bir süre sonra düşünce ve onu takip eden davranışlar sonucunda gündelik yaşantlarında ilişkilerinde yada işlerin de sorunlar yaşarlar.
Üste al

Uyuşturucudan Korunma ve Uyuşturucu Bağımlılığı

Yunanca uyku anlamında ki "narke"den gelen ve İngilizce'ye "narkotik" olarak geçen uyuşturucu sözcüğü, uyuşturma özelliği olan, uyuşturan, duymaz hale getiren demektir. Ancak, keyif veren, kışkırtan, yatıştıran, uyanıklık sağlayan kimi maddeler içinde kullanılmaktadır.

Uyusturucu maddeler, merkezi sinir sistemini etkileyerek kullanan kişinin ruhsal ve fiziksel dengesini değiştiren, bağımlılığa yol açabilen, tıbbi amaçların dışında keyif almak, sakinleşmek ya da eğlenmek için kullanılan maddelerdir.

Uyuşturucu maddelerin zaman zaman sosyal, mesleki, psikolojik ya da fiziksel sorunlara yol açacak şekilde kullanımına madde suistimali denir. Uyuşturucuların sık ve aşırı kullanılması bağımlılık anlamına gelmez.

Bağımlılık:

  • İrade ve mantık ile önlenemeyen uyuşturucu kullanma isteği,
  • Uyuşturucu maddenin giderek artan dozda kullanılmasının engellenememesi (Tolerans),
  • Uyuşturucu maddenin alınmaması halinde yoksunluk etkilerinin ortaya çıkması,
  • Yoksunluk etkilerinin tekrar madde kullanımı ile giderilebilmesi durumudur.

Uyuşturucu bağımlılığının değişik sebepleri vardır. Bunlardan bazilari şunlardır:

  • Uyuşturucu Madde kullanımı konusunda eksik ya da yanlış bilgilendirilmiş olmak,
  • Uyuşturucu Maddelere ulaşma, deneme, ya da deneme şansının kolaylığı,
  • Sosyal kuralları, yasaklara karşı tepki göstermek, moda akımlara ilgi, dikkat çekmeye çalışmak,
  • Sosyal rekabetten, çatışma ve anlaşmazlıklardan kaçarak kurtulmaya yatkınlık,
  • Duyguları ifadede olağan dışı zorluk çekmek,
  • Sosyal baskıya karşı dayanıksızlık, grup içinde hep uyumlu olmaya çalışmak,
  • Hayır diyememek,
  • Aile içi çatışmalar, çözümsüzlük hissi, anlaşılamamak ya da kendini ifade şansı bulamamak,
  • Yetersiz duygusal destek,
  • Boş vakitleri değerlendirmek için yetersiz faaliyetler,
  • Depresyon, korku, fobi, uyku bozuklukları, travma gibi psikopatolojik rahatsızlıklar.
 
         
Üste al
© 2008-2024 GELİŞİM Sağlık ve Psikolojik Danışmanlık Merkezi. Tüm hakları saklıdır.
Tasarım CebirX